Yapay organların yapıldığı 2017 yılında böyle bir yazıyı kaleme almak hem çok saçma hem de maalesef saçma değil. Böyle bir yazıyı kaleme almak saçma diyorum çünkü insan hayatını kurtarmak “Kur’an’daki İslamiyet” açısından zaten önem verilen bir konu iken; böyle bir yazıyı yazmak saçma değil diyorum çünkü “geleneksel İslamiyet” açısından “organ bağışının caiz olmadığı“, “günah olduğu“, “Allah’a şirk koşmak” olduğu gibi düşünen pek çok insan maalesef ki halen mevcut.

Toplum tarafından “alim” olarak nitelendirilen ama aslında akıl hastanesinde tedavi görmesi gereken kişi ve kanaat önderlerinin bu yöndeki söylemleri ve bu söylemler neticesinde etkilenen çoğu insan yüzünden tanınamaz hale gelmiş İslamiyet inancının böyle olmadığını “Kuran’daki ayetler” doğrultusunda yazma zorunluluğu hasıl olmuştur. Bakalım “geleneksel İslamiyet” bu konuda ne düşünüyor, “Kuran’daki İslamiyet” ise ne diyor?

Geleneksel İslamiyet’in organ naklini caiz görmemesinin yaygın sebepleri şunlardır:

1)Allah’ın insana verdiği vücudun emanet olduğunu, dolayısıyla insanın vücudunda istediği gibi tasarruf da bulunma hakkının olmadığını düşünenler var. Bakınız: Abdulkerim Kıbrısi.

2)Ahiret zamanı tekrar dirildiğimiz de organlarımız olmadan dirileceğimiz düşünenler var.

3)İnsanın ecelinin bu şekilde gelmişken bağışladığımız organla bu tecellinin gerçekleşmesine engel olarak Allah’a savaş açmış olduğumuzu düşünenler var.

4)Aklını iki bacağın arasından çıkaramayıp, bağışlanan organın babadan oğla verilen cinsel bir organ olması durumunda, babasının cinsel organıyla eşiyle cinsel münasebete girmenin çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını düşünenler var. Bakınız: Mevlüt Özcan.

5)Bazı insanlar ve kanaat önderleri ise Kuran’a tamamen zıt olan iki hadise dayanarak peygamberin organ naklini caiz görmediğini düşünüyorlar. Bu hadisler şunlardır:

  1. “Saça saç ekleyene ve eklettirene, dövme yapana ve yaptırana Allah lânet etsin.”
    Kaynak: Tirmizî, Libâs, 25
  2. “Ölünün kemiğini kırmak, diri iken kemiğini kırmak gibidir.”
    Kaynak: Ebû Dâvûd, “Cenâiz”, 60; elMuvatta’, “Cenâiz”, 45
  • Verdiğim hadislerden birincisini Muhammed peygamber söyleyemez çünkü Muhammed peygamber İslamiyet adına kural koyucu değil, kural uygulayıcıdır. Uygulanacak kurallar da yoruma ihtiyaç olmaksızın Kur’an’da açık ve net bir şekilde ortaya konulmuştur. (Bakınız: 22/6, 18/54, 17/89) Dolayısıyla Kur’an’da böyle bir yasak olmadığına göre Muhammed peygamber de böyle bir şey diyemez. Allah bu konuda bir şey demeyerek bunun inisiyatifini insanlara bırakmıştır.
  • Verdiğim hadislerden ikincisi ise organ bağışının caiz olmadığına ilişkin bir argüman olmaktan çok “Türk Ceza Kanunu m.130/2 Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu” na örnek teşkil eden niteliktedir. Dolayısıyla organ nakli caiz değildir diyenlerin neden bu hadise dayandığı ise ispata muhtaçtır.

Türk Ceza Kanunu m.130/2: Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı, yani uyduruk hadisler, “din alimi” olarak bilinen kişilerin dedikleri ve kişisel korkular yüzünden maalesef ki insanlar organ bağışı gibi önemli ve güzel olan bir eylemi yapmaktan çekiniyorlar. Halbuki inandıklarını iddia ettikleri ama hayatları boyunca bir kez olsun anadilinde anlayarak okumadıkları Kuran ise tam tersini söylemektedir.

5-MAİDE-32: Kim, cinayet işlememiş veya yeryüzünde bozgunculuk yapmamış bir kişiyi öldürürse tüm insanları öldürmüş gibidir. Kim de o canı yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.

75-KIYAME-3/4: İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor? Hayır, sandığı gibi değil! Parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.

Ayetlerde görüldüğü üzere, Kuran, hakim olan geleneksel İslamiyet anlayışının yukarıda saydığım tüm nedenlerini eleştiren ve organ bağışını ve yaşatmayı destekleyen bir tutum içindedir.

Kuran bu durumu, “bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmekle ve bir insanı kurtarmayı tüm insanlığı kurtarmakla” eşdeğer görmektedir. Ayrıca Kuran, bir insanı diğer tüm insanlardan ayırt eden en temel unsur olan parmak izine vurgu yaparak (ki ayetlerdeki hiçbir kelime boşu boşuna seçilmemiştir) “Parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter” diyerek organsız dirilme fikrini bırakın; bizi birbirimizden ayırt eden parmak uçlarımıza kadar yeniden dirileceğimizi açıklamaktadır.

Türkiye Organ Nakli Vakfının yaptığı araştırmaya göre Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Hinduizm, Konfüçyüsçülük, Şintoizm ve Taoizm’e göre de organ bağışı yapılmalıdır, yapılmaktadır. Yani bu durum sadece İslamiyet dinine göre değil diğer inanç sistemlerine göre de desteklenen ve evrensel bir durumdur. Bakınız: Organ Bağışı ve Dinler.

Maalesef ki evrensel ve Kur’an’daki İslamiyete göre de desteklenen bu durum, Narin Demircioğlu’nun “Dini Farklılıkların Organ Bağışına Etkisi” adlı 297295 numaralı tezine göre, İslam dinine mensup kişilerin %52’si organ bağışını desteklemediği, Hristiyan dinine mensup kişilerin % 71’inin desteklediği, Musevilik dinine mensup kişilerin %54’ünün konu hakkında bilgisi olmadığı şeklinde bir sonuçla bizi karşı karşıya bırakmaktadır. Bakınız: Yüksek Öğetim Kurulu Başkanlığı Tez Merkezi.

Burada sorulması gereken önemli sorulardan birisi ise Diyanet’in bu konu hakkındaki görüşünün ne olduğu sorusudur? Diyanet’in İslamiyet hakkındaki birçok görüşüne maalesef katılmasam da onlarda Sağlık Bakanlığı ile birlikte yürüttükleri proje sonucunda yayınladıkları kamu spotunda organ bağışını desteklemiş ve dini dayanak olarak da yukarıda verdiğim 5-Maide-32.Ayeti kullanmışlardır. Ayrıca 06.03.1980 tarih ve 396 sayılı karar ile de organ naklinin caiz olduğunu resmi kaynaklarında da duyurmuşlardır.

 

Organ bağışı bilime, insanlığa ve Allah’a hizmet etmektir. Kuran’ın tanımladığı “cihat” kavramı “Allah yolunda mücadele etmektir” dolayısıyla organ bağışı bırakın “Allah’ın yasak kıldığı”, “günah saydığı”, “caiz kabul etmediği” bir şey demeyi; tam tersi Allah yolunda cihat etmenin yollarından biridir.

Son tahlilde organ bağışının dini açıdan herhangi bir engelinin veya korkulması gereken bir yanının olmadığını, aksine Kuran tarafından önemle vurgulandığını görmüş olduk. Bu yazıdan sonra organlarımı nasıl bağışlarım diyorsanız buraya tıklayabilirsin. Hoşça kalın.